25 Mayıs 2010 Salı

tüketimde pratizm

tamam pratizm diye bir şey yok. tamamen bir tarafımdan uydurdum. ama pratik zekamla övünen biri olarak hıhıhizmden sonra yeni akımım olabilir aslında.

tüketimde ise şöyle cereyan ediyor bu pratizm. artık ürünlerin ambalajının cafcaf, renk ve kımıl durumundan etkilenecek yaşı geçtiğimden o ürünün ambalajının pratikliğine bakıyorum. nasıl mı?

mesela az evvel fark ettim ki diğer markalar yerine pınar'ın yoğurdunu tercih ediyorum. evet bütün yoğurtların kabı, kutusu yerleşimi neredeyse birebir aynı ama ufak bir ayrıntı mevcut: pınar son kullanma tarihini açarken yırttığınız ambalaja değil de onun hemen üstündeki şeffaf plastik kapağa basıyor. böylece yoğurdu buzdolabının bir kenarında unutmaya meyilli bendeniz o ambalajı yırtıp attığımda kapağa bakarak son kullanma tarihi hakkında fikir edinebiliyorum. pratizm 1

meyve suyu ise aslında soft-drink tasması altında tükettiğimiz bir sürü ıvır zıvır içinde en faideli içecek olmakla beraber, bardağa doldurulması köpürmese de sağa sola sıçramayı sevdiğinden işkence dolu bir sürece sahip. buna istinaden de lezzet bir kenara artık kutulardaki deneyimlenmiş dökme mekanizmalarından en bir beğendiğim markayı tercih ediyorum sanırım. pratizm 2

bu akımı sevdim. güzel de aktardım sanırım. pratizm üçe ayrılır. bu tüketimde ambalaj pratizmiydi diyelim. devamı gelecek gibi gibi...

Hiç yorum yok: